Nereye gidiyorsun, a çocuk?
daha seni saramadan
bağrıma basamadan..
Ben seni kaç zaman bekledim,
biliyor musun?
Kaç yıl, yıllar yılı..
Ben seni bekledim. Ve şimdi sen gidiyorsun..
bir bakış mı kalacak bana;
senin o minik ellerin mi saracak rüyalarımda beni?
Ben seni saramamışken;
şimdi..
toprağın kara kucağı mı ısıtacak seni?
Üstelik sen daha gözlerini bile açmamışken..
Neden gidiyorsun be yavrum?
şart mıydı gitmen..
Haydi diyelim ki senindi bu yazgı.
ama ya ben? Benim de mi yazgım oldun, a bebek!
Seni binbir umutla gözlerken, gözlerden sakınacakken..
Sen şimdi ellerimden kayıveriyorsun..
Bitiriyor seni de beni de bu elem..
Olur muydu acaba,
Ben vereydim sana canımdan da sen kalaydın burada..
Ne mümkün..
Bu senin yazgın, bu benim yazgım..
Bana rahmeti ve masumiyeti gösterdin..
Şimdi salıyorsun gayyalara..
Ne olurdu, a bebek
Büyüseydik beraber,
Seninle öğrenseydim tekrar dünyayı.
Keşfetseydik birlikte hülyâları..
Önümüzde engin bir deniz, yanımda sen..
Ama şimdi, yoksun sen.
Doktorlar ne bilecek yarını!
Sen güçlü ol bebek, kal yanımda..
Dinleme onları!
Bana sarıl, elimi tut.
Ben seni sararken yüreğime,
kal, içimde..
kal, gözlerimde..
kal, can özümde..
Terme - 2014